29 Kasım 2009 Pazar

Deli'ye sorular 1

Deli, deniz kenarına gitmiş, kedisiyle sohbet etmekteymiş.
Görenler dayanamayıp sormuşlar;
- O kedi ölü değil mi?
Deli kedide can bulup seslenmiş;
- Eğer öldükten sonra hayat yoksa, hayatın kendisi ölümdür!

28 Kasım 2009 Cumartesi

neden?

Güneş doğmasaydı, kız yanmayacak, çocuğa gülümseyecekti.
Kızla çocuğu görenler, söyleyin bana, güneş neden yaktı?

Acıya doyamayan kızın sevdiği çocuk

Yağmurda çıplak dolaşıyordu kız, çocuk onu gördü, koşarak yanına gitti.
Yanağından ısırdı, kız onu gördü, gülümsedi.
Kayığa bindiler, kızın bir gözü denize düştü, çocuk yüzme bilmiyordu, kız gülümsedi.
Çocuk kızın düşen gözünün resmini çizdi, kız gülümsedi.
Çocuğun içki şişesine girdi kız, çocuk içti, kız gülümsedi.
Çocuk karnını kesti, kızı çıkardı, kız gülümsedi.
Çocuk kızın bahçesindeki çiçekleri yedi, kız kokladı, gülümsedi.
Çocuk hayatını unuttu, kız koştu, çocuk kovaladı, kızı yakaladı, herşey o an oldu.
Güneş kızı yaktı, çocuk ne yapacağını bilemedi, kızı tuttu, göğsüne yapıştırdı, beraber yandılar.
Küllerinden ay doğdu, bir daha güneşi hiçkimse görmedi.

Sen yoksan neden ben varım?

Korktum .
Tembellik yaptım, çok çalıştım .
Haritası olmayanlarla konuştum.
Sevdirdim kendimi, paylaştım.
Utandım, çok utandım, kendimden iğrendim.
Bugün de bitti.
Yarının daha ızdıraplı olacağını bilmek ne acı.

Yine intihar edemedim


Unuttuğun elbiseni giydim bugün, saat sabah 5 buçuktu.
Görenleri inandıramadım delirmediğime.
Kokun çağırdı mezarına,
toprağına aktım , saat yoktu.

Konuşmayacak mısın?

Saçlarını ısırıyorum.
Seni arıyorum, seni dövdüğüm yerlerde.
Ölmek isteyen delilere soruyorum yalanlarımı.

...

Karanlığa seni beni anlattım, utandı, aklanıverdi.
Ayaklarımı camlara batırdım, gözkapaklarımın içinde biriken sevişmelerimiz düştü.

...

Bugün kedimiz öldü.
Biz gibi.

9 Kasım 2009 Pazartesi

3

Annenize mektup yazın.
Unuttuğunuz şeyleri hatırlayabilir,
kuruttuğunuz ruhlarınızı nemlendirebilir,
rahatlayabilirsiniz.
Şaka şaka.
Ama yazın yine de, çok fazla adam yok ortalıkta,
var gibi onlar, kandırmayın kendinizi.
Acı çekmekten yaşayamayanların da , koy götünecilerin de
bir annesi var.
Yine de salak olun, koyun götüne, bakalım nerede patlayacaksınız.

8 Kasım 2009 Pazar

Bırak

İçimde öyle bir acı var ki,
sınırları belli olmayan yaralar var.
Nereye gitsem, nereye uzansam heryerim acıyor.
Uyuyamıyorum, beynim yanıyor.
Ruhum şahlanıyor,
O geldi, diyor. Benimle alay ediyor.
Acıyla acıyı öldürsem,
oracıkta ölsem.

2

Çoğu zaman gülen bir insana bakmak karşısındakine tiksinti verir, insanların gülüşünde çoğu zaman bayağı, güleni küçük düşüren bir şey açığa vurur.
Gülüş, ruhun hiç şaşmayan bir ayarıdır.
Karşınızdakinin karakterini görebilmek için, onun içten bir gülüşünü beklemelisiniz.
Gülmekten vazgeçmeyin.

7 Kasım 2009 Cumartesi

Cinnet döngüsü

Önce kontrolümü kaybettim.
Sonra duygularımın peşine düşüp zekamı çıkarlarıma değil, zararıma yatırdım.
Sonunda haddimi aştığımı hissettim, pişman oldum.
Zaten ne beklenebilir ki insandan?

1

İnsan ilişkilerinin en büyük sıkıntısı,
insanın keşfedilebilirliğinin sonsuzluğu karşısında bireyin keşfetme yetisinin sınırlı kalmasıdır.

5 Kasım 2009 Perşembe

MG

Bugün kitabını okudum, bilmem kaçıncı kez. Bütün günümü seni düşünerek, seni yaşar hayal ederek geçirdim. Senin olmadığın bir dünyada yaşadığım için kendimden iğreniyorum.
Sen gittikten sonra bir daha seni göremeyeceğimi söyleyen herşeyi yakıp yıktım. Herkesten, herşeyden iğrenir oldumi heryerimle günahkar oldum.
Kimse benden hayattan daha gerçek birşeyi kendi elimle toprağa gödükten sonra bu hayata yanaşmamı beklemesin istedim.
İnsanlardan uzaktayım şimdi, yıllardır bir tanesini bile görmedim.
Buradaki tekşey , herşey sensin, beni buradan alacağını biliyorum ve sadece seni bekliyorum.

4 Kasım 2009 Çarşamba

Aliyi beklemek


Bugün bana aldığın müzik sidisini dinledim, yol aldım.
Uçurumdan aşağı işedim, çişimin rüzgarla boğuşup savruluşunu izledim.
Seni düşündüm, ruhuna sarktım, elimi yanağına koydum, uyudum.
Anadolu'ya uğradım, sana şifalı ot ve renklerinde kaybolacağın bir rozet aldım.
Belki akşam uğrarsın diye.
Kedine baktım, süt ve kavrulmuş dana eti verdim. Kulaklarını sevdim, belki akşam uğrarsın diye.
Sokağa çıkamadım korktum akşam olur diye, uykum geldi, televizyona baktım, kadın bacaklarına, politika yalanlarına, yemyeşil çimlerde dolaşan topa, ona vuran ayaklara, kafalara baktım, içim sıkıldı,
altıyla kırkbeşi çarptım,
Belki akşam uğrarsın diye.

22-11-2007de Eskişehirde , 5-11-2009da İstanbulda, güzel ruhların müziği;
Gizem Alkan'a ithafen yazıldı.

2 Kasım 2009 Pazartesi

Sana gelirken

Sana nelerle gelebileceğimi düşündüm, plan yaptım, yola çıktım.
Hepsini tutukladılar, tamda sana gelmek üzereyken.