19 Haziran 2010 Cumartesi

Dünya insanları

İki yalnız insan, oturdular yanyana bir sokakta,
birbirlerine bakamadan anlattılar hayatlarını.

Gülmediler, sevemediler, ama oturmaya, anlatmaya devam ettiler.

Birbirlerinin evlerinde kaldılar, birbirlerine yemek yaptılar, içki içtiler,
dans ettiler.

Yalnızlıklarına yemin ettiler tenleri birbirlerine karışırken.

Bela mısın dünya ?

Aynı

Gelen aynı , giden aynı.
Zorundayım, zorundasın.
Hep aynı çığlık.

Boğulmadan gözyaşlarımda,
bırak beni yalnızlığıma.

Aynı ayrılık gecesinde,
aynı gömleğimle,
birbirinden ayrılamayan gözyaşlarımla,
korkularına gülen gözlerimle,
bırak beni imkansızlığıma...

14 Haziran 2010 Pazartesi

Ayı

Gözlerimle yemedim onu,
fare gibi kemirdim, çabucak bitmesin diye,
o beni ayı zannederken.

Yanımdan geçerken kokusunu içime çekebilmek için burnumu uzattım köpek gibi, nefessizlikten geberene kadar içimde sakladım o kokuyu,
o beni ayı zannederken.

Ben onsuz yaşayamam ki,
o beni ayı zannederken.

Gidiyorum

Her gidişinde deliriyorum.
Korkuyorum alışkanlık yapacak diye,
delirmek değil de, bu gidişler.

Ya döndüğünde beni delirmiş bulursan,
ya benden korkarsan?

Gidiyorum, korkuyorum, deliriyorum.