23 Mart 2010 Salı

Kaybolmuş sokakların çocukları

Kaçamadığım yalanlar var.
Oramdan buramdan çekip, hakim olamadığım durumlara, coğrafyalara sokup sokup çıkarıyorlar. Alay eder gibi.
Götürdükleri yerler yanmış lastik gibi, bok gibi, çürümüş anüs gibi kokuyor, nefesini yitirirsin.
Bakamayacağın insanlar, hayvanlar, şişeler, renkler var, kör olursun.
Buraların adresini, anahtarını ararken, aklını unutursun.
Olmayan şeyler görebilir, insanların hayatı neden terk edebildiklerini anlayabilirsin.
Kaçamadığım yalanlar var.
Dayanılacak gibi değil.
Kendimi tanımaya başladığımdan beri buralara uğrar, bunlarla uğraşırım.
Bir ben var beni buradan çıkarabilecek, onu ararım.
Terk ettiklerime dönerim, belki ipucu olabilir diye. Gördüklerimden kaçar, büsbütün kaybolurum.
Endişe, buralardaki en çaresiz ruh halidir. Belki de diğerlerine kolay lokma olma halidir. Bir seferinde kayalıklarda otururken, gözlerinden endişe akan bir adam gördüm. O'na neden bu kadar endişeli olduğunu sordum, anlatmaya başladığı gibi kör köpekler adamı beş dakikada parçaladılar, pardesüsünün düğmesini bile bırakmadılar.
Gülerek izledim, 6 yaşında kırmızı kurdeleli kızın , pamuk helva yapan adamı izlemesi gibi.
Neden endişe edecek mişim ki?
Sığınabileceğiniz bir mağara, bir tanrı, kedi, deniz yada her neye sığınmak varsa, burada yok.
Hayatımda bana endişe veren herşeyi bırakmışım ki, buralara gelmişim.
Ben buranın esiri olmuşum.
Sevdiğim ölüler de mutlaka buralara uğramışlardır, belki ben de buralara temelli yerleşirsem civarda onları görebilirim.
Ben şimdi kör köpeklerle misket oynamaya gidiyorum, size dünyanızda sabır diliyorum.
Siz tatil için çalışın, çürüyün, biz sokaklarda sarhoş yalanlarla dans ederek çürüyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder